Öğretmenlerin nasıl zorlu süreçlerden geçip atandığı herkesin malumu. Lisans, formasyon, KPSS, mülakat derken ardından zor da olsa atanıp başarılarının, emeklerinin karşılığını alabiliyorlar. Ama yine herkesin malumu ki yeni atanan öğretmenler bazen tedirginlikten bazen de tecrübesizlikten kaynaklı olarak desteğe ihtiyaç duyuyorlar. Bizler de yeni atanan öğretmenlerin kendilerinden daha tecrübeli olan öğretmenlere hep sorduğu o 3 soruyu derledik.
1- Sınıf Disiplinini Nasıl Sağlıyorsunuz?
Çoğu zaman sınıf yönetimi ile sınıf içi disiplinin aynı olduğu kanısı vardır. Fakat durum böyle değildir pek. Sınıf içi disiplini sağlamak, sınıf yönetim aşamalarından sadece biridir. Ama olmazsa olmazlardandır. Mutlaka bir sınıf disiplin planınız, belli başlı kurallarınız olmalı. Bunları da öğrencilerinize açıkça söylemelisiniz. Aksini uygularlarsa yaptırımları da kesin olmalı. Yoksa suistimal edilebilirsiniz. Bazen duruma göre tabi ki müsamaha gösterebilirsiniz. Otoyolda bile hız sınırını aşan sürücülere artı 10 kilometre müsamaha gösteriliyor. Sizler neden göstermeyesiniz ama bunu kararında yapmakta fayda var.
Bazen çocuklar sizin kurallarınızı da yıkabilirler. Bu ilk bakışta size karşı geliyorlar gibi görünebilir ama her zaman öyle değildir. Belki de çocuklar kuralları yıktıklarının farkında değildirler. O yüzden sınırları iyi çizin ve unutmayın: en başarılı öğretmenler bile sınıflarında disiplin sorunu yaşayabilirler.
2- Sınıfımı Nasıl İdare Edebilirim?
Verimli öğretmenler sınıflarındaki her şeyi planlayan öğretmenlerdir. Onların sınıfa giriş çıkışlarından tutun da onlardan beklentilerine kadar her şeyi en ince ayrıntısına kadar planlarlar ve buna uymaya çalışırlar. Sizler de yukarıda bahsettiğimiz gibi küçük disiplin kuralları çerçevesinde öğrencilerle bağ kurmalısınız. Bu bağı ne çok gevşek ne de çok sıkı olacak şekilde ayarlamamalısınız. Tam kararında olmalı. Bu başlangıçta sizi zorlayabilir tecrübe eksikliğinizden dolayı ama zaman geçtikçe göreceksiniz ki her şey mükemmel hale gelecek.
3- Nasıl Yöntemlere İhtiyacım Var?
Bazı aktiviteler yaratıcılık gerektirir bazıları ise gerektirmez. Mesela bir araba üretim aşamasını ele alalım. Araba önce tasarlanır. Kapıları nasıl olacak, kaportası nasıl gözükecek hepsi bir tasarım sürecinden geçer. Burada yaratıcılık çok önemlidir. Ama iş arabanın parçalarını birleştirmeye gelince, yaratıcılık hiçbir işe yaramaz. Çünkü belirli kurallara uyup nasıl gösterilmiş ise o şekilde montaj yapmalısınız. Sınıf yönetimi de aslında bunun gibidir.
Sınıfta uygulamanız gereken belli prosedürler olmalıdır. Kimin ne yapacağı belirlenmelidir. 30 öğrencinize bir ödev verdiğinizi düşünelim ve onlara nasıl isterseniz bu ödevi öyle yapacaksınız dediniz diye farz edelim. Sınırsız bir olasılık çıkacaktır. Kimi belki ödevi yapmak bile istemeyecektir. Bu, çocukların farklı düşünmeyi öğrenmeleri açısından iyi. Ancak nasıl davranılacağını öğrenmeleri bakımından da kötü. Bu yüzden ikisini de uygulamaya koymalısınız.
Çocuklar yer yer yaratıcı olmalı, yeni şeyler düşünebilmeli ama bazen de sadece prosedürleri uygulamalı. Mesela sınıfa giriş çıkışlarda çocuklardan nasıl yaratıcı olacaklarını istemezsiniz değil mi? Düzenli bir şekilde sınıfa girmeleri yeterlidir. Bu ve bunun gibi örnekler çoğaltılabilir.
Kaynak: Middle Web İnternet Sitesi